“Türkiye’nin uzun yıllardır terörle mücadele harekatlarında yoğun sarf ettiği mühimmatlar için çeşitli faaliyetleri bulunmaktadır. Bu kapsamda hem yeni ürünleri hem de seri üretim alt yapılarını geliştirmeye yönelik projeler devam etmektedir. Bunlardan ‘çelik’ kanatların ‘çelik’ pençelerinde geniş akıllı mühimmat ailelerine sahip olan Türkiye son dönemde bir dizi başarılı faaliyeti kamuoyuyla da paylaştı. Türk savunma sanayiinin bahse konu İHA-122 ve Kemankeş gibi gelişmiş füze sistemlerinin yanı sıra LEVENT gibi deniz platformlarının hava savunmasına yönelik çözümlerinin de testleri devam etti. Diğer yandan ilerleyen zamanlarda envantere önemli miktarlarda alınabilmeleri için hazırlıklar da sürmekte. Tüm bunların bir parçası olarak devlet destekli faaliyetler açıklandı. Süper teşvik kapsamına birçok önemli faaliyet alınırken Çelik Kubbe dikkat çekti.

Türkiye’nin dışa bağımlılığının söz konusu olduğu temel silah sistemlerinde yerli ve milli projeleri bulunmaktadır. Deniz Kuvvetleri gemilerde nokta yakın hava savunma sistemi olarak ABD’den tedarik edilen çözümleri kullanırken ROKETSAN yerli bir çözüm olarak LEVENT füze sistemini geliştirmektedir. Henüz yakın geçmişte yine ABD menşei bir çözüm tedarik edilmek istendiğinde karşılaşılan ambargo sonrası ROKETSAN yerli çözümü geliştirmişti. Bu defa çok ciddi sonuçlarla karşılaşılmadan yerli çözüm geliştirme süreci başlatıldı. Bu kapsamda geliştirilen LEVENT sisteminin atışlı test faaliyeti TCG BEYKOZ gemisinden başarıyla yapıldı. Hem tek başına hem de geminin radar ve sensörleri ile birlikte görev yapabilen LEVENT deniz platformlarının koruyucusu olacak. Geminin hava savunmasında son halkayı temsil eden LEVENT, çeşitli tehditleri önlemek için bünyesinde gelişmiş füzelerin yanı sıra AESA radarları ve diğer sensörleri bulundurmaktadır. Henüz ilk faaliyetleri yapılırken önümüzdeki süreçte testler devam edecek, hem füzeler hem diğer bileşenler olgunlaştırılacak. Nihayetinde ise Türk Deniz Kuvvetleri’ne milli bir çözüm kazandırılacak. Envanterdeki başta donanmanın sancak gemisi TCG ANADOLU olmak üzere mevcut ve gelecekte inşa edilecek platformların yakın hava savunması LEVENT’e emanet olacak. Gerek Türkiye’nin ihraç ettiği savaş gemilerinin üzerinde gerekse yerel modernizasyon projeleri ile önemli başarılar yakalaması beklenmektedir.

Türk savunma sanayiinin en istikrarlı gelişim alanlarından SİHA sistemlerinde önemli füze sistemlerinin başarılarına şahit olundu. İHA-122 balistik süpersonik füzesi Bayraktar TB3’ten yapılan test atışında hedefi başarıyla vurdu. Bayraktar TB3 SİHA kısa pistli gemiden kalkış ve iniş yapabilen ilk SİHA olarak dünya havacılık tarihine geçti. ROKETSAN ise Bayraktar TB3 SİHA’ya daha güçlü ‘pençe’ geliştirmeye devam etti ve ortaya balistik süpersonik füze ailesi çıktı. Karadan karaya kullanılan füzelerde ciddi mühendislik değişikliklerine imza atan ROKETSAN uzun menzilli gelişmiş çözümler üretti. Bunlardan birisi olan İHA-122 füzesi cephe hattının gerisindeki stratejik hedeflerin imhasında etkili olmaya hazırlanıyor. Ayrıca deniz hedeflerine karşıda kullanılması planlan füzelerin ada gibi sütrelerin arkasındaki hedeflere angaje olması beklenmektedir. Bayraktar TB3 SİHA’dan başarıyla atılan İHA-122 füzesi daha önceden ise AKINCI TİHA’da kullanıldı. Gelecekte çeşitli hava araçlarında hem İHA-122 füzesi hem de İHA-230 füzesi görev yapacak.

SİHA sistemlerinin vurucu gücü olacak yapay zekâ destekli Kemankeş-1 seyir füzesi başarıyla hedefini vurdu. Bayraktar TB2 SİHA ile gerçekleştirilen test faaliyetinde oldukça düşük irtifada hava aracından ayrılan Kemankeş seyir füzesi yüksek isabetle hedefini vurmayı başardı. Yüksek irtifalardan bırakıldığında menzilin daha arttığı bilinirken alçak irtifadan bırakıldığında dahi 50+km menzildeki hedeflere angaje olabildiği görüldü. Bayraktar TB2 SİHA tarafından iki adet Kemankeş-1 füzesi taşınabilmektedir. ROKETSAN’ın MAM ailesi akıllı mühimmatlarıyla başarısını perçinleyen Bayraktar TB2 SİHA için daha uzun menzildeki hedeflere angajman için yeni ve hafif bir mühimmat gerekmekteydi. Maliyet etkinliğin de öncelendiği ortamda Kemankeş seyir füzesi aile olarak ortaya çıktı. Kemankeş-1 havadan atılırken Kemankeş-2 karada araçtan atılmaktadır. Havadan atılan Kemankeş-1 çeşitli stratejik hedeflere karşı etkin çözüm olarak geliştirildi. Hafif olması sebebiyle daha fazla sayılarda hava aracına yüklenebilmekte ve böylelikle birden fazla hedefe ya da aynı hedefe sürü şeklinde angajmana girebilmektedir. AKINCI TİHA aynı anda 10+ adet Kemankeş-1 füzesi ile görev uçuşu yapabilecek ve düşman hedeflerine birden fazla füzeyi yönlendirerek sürü şekilde taarruz edebilecektir. Seyir füzesi üzerindeki karıştırmaya dayanıklı yapısı, otonom hareket kabiliyetleri ve yapay zekâ desteği ile sürü şekilde hasım hedefleri etkisiz hale getirebilecek.

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından uygulanan Proje Bazlı Yatırım Teşvik (Süper Teşvik) kapsamına savunma sanayiinden bazı firmaların faaliyetleri dâhil edilmişti. Süper teşvik ile öncelikli alanlarda yatırımların desteklenmesi, yeni istihdamların sağlanması ve uzun vadede yurt dışı döviz çıkışlarının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. Bu kapsamda ASELSAN’ın çalışma alanında olan ve Türkiye’nin Çelik Kubbe hava savunma mimarisini desteklemeye yönelik projeler öne çıktı. Bunlar; Foton Dedektör ve Nanoteknoloji Tesisi, Radar Sistem Entegrasyon ve Üretim Tesisi, Hava Savunma Sistemleri Üretim ve Test Tesisi şeklinde. Yapılacak 600 milyon doların üzerindeki yatırımla Çelik Kubbe sistemini oluşturan radar, sensor gibi donanımların seri üretim kapasiteleri arttırılacak. Aynı zamanda önemli test alt yapıları da kazanılmış olacak.

Türkiye’nin hava savunmasının güçlendirilmesi için daha yüksek adetlerde HİSAR ve SİPER sistemlerinin önümüzdeki yıllarda artan miktarlarda envantere alınması hedeflenmektedir. ASELSAN’ın yanı sıra ROKETSAN ve MKE firmalarının Ankara ve Kırıkkale’deki yatırımları da bu kapsamdadır. Ayrıca Türkiye’nin ilk uçak fabrikası olarak bilinen ve yakın geçmişte yeniden faaliyete başlayan TOMTAŞ bu kapsama alınarak jet uçağı HÜRJET’in üretiminde de aktif görev alacaktır. Günümüzde çeşitli coğrafyalarda devam eden çatışmalar tekrar gösterdi ki nitelikli ve yüksek adetli envantere sahip olmak elzemdir. Ukrayna-Rusya Savaşında günlük kullanılan mühimmat adetleri de mevcut politikalarla çoğu ülkenin hazırlıklı olamadığı veyahut tek başına altından kalkamayacağı bir tabloyu göstermiştir. Süper teşvikler sayesinde milli teknolojiler gelişirken yerli üretim kapasitesi arttırılmaktadır. Kritik kabiliyetlerde dışa bağımlılığın önüne geçilip olası ambargolar boşa düşürülmektedir.”