İran Çin’den yardım istedi

İran ile ABD barışçıl çözüm arıyor: İran Çin’den yardım istedi! Amerika BAE modeli sundu

İran ile ABD barışçıl çözüm arıyor: İran Çin'den yardım istedi! Amerika BAE modeli sundu

 

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi Çinli mevkidaşı Wang Yi’ye , Çin’in nükleer görüşmelerde İran’ı desteklediğini ve sorunun çözümü için güç kullanımına ve “yasadışı” yaptırımlara karşı olduğunu söylerken ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ABD’nin sivil nükleer reaktörler işletmesi için İran’a izin verebileceğini ancak kendi uranyumunu zenginleştirmesine karşı çıktığını belirtti. İran’ın uranyum zenginleştirmeyi durdurması halinde sivil nükleer programa sahip olabileceğini vurguladı

İRAN’IN NÜKLEER PROGRAMI HAKKINDA AÇIKLAMALAR

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran’ın uranyum zenginleştirmeyi bırakması durumunda sivil nükleer program sahibi olabileceğini belirtti. Rubio, İran ile yapılan nükleer müzakerelere dair The Free Press’e görüşlerini aktardı. İran’ın bu zenginleştirmeden vazgeçmesi halinde sivil nükleer program kurabileceğini ifade eden Rubio, “Eğer İran sivil bir nükleer program istiyorsa, bunu zenginleştirilmiş materyali ithal ederek birçok ülkenin yaptığı gibi gerçekleştirebilir.” dedi.

ZENGİNLEŞTİRME VE SORUNLU DURUMLAR

Rubio, İran’ın uranyum zenginleştirmekte ısrar etmesi halinde dünyada nükleer silah programı olmayan ama zenginleştirme faaliyetinde bulunan tek ülke olabileceğini vurguladı. Bu durumun “sorunlu” olduğuna dikkat çekti. Eski ABD Başkanı Barack Obama döneminde imzalanan 2015 nükleer anlaşmasını da eleştiren Rubio, bu anlaşmanın İran’a “kalıcı tavizler” sunduğunu; buna karşılık yalnızca “geçici taahhütler” alındığını iddia etti.

NÜKLEER SORUNUN MÜZAKEREYLE ÇÖZÜLMESİ

Rubio, Başkan Donald Trump döneminde savaş istemediklerini belirterek, “Başkan, savaş başlatma vaadiyle kampanya yürütmedi. Askeri güce başvurmak yerine müzakereler yoluyla çözüm tercih edilir.” ifadelerini kullandı. ABD’nin bölgeye olası askeri müdahalesinin daha büyük bir çatışmayı tetikleyebileceği konusunda uyarıda bulunan Rubio, diplomasinin öncelikli yol olduğunu yineledi.

BARIŞÇIL BİR SONUÇ İÇİN ÇABA

“Barış şansı varsa, bu fırsatı sonuna kadar kullanacağız.” diyen Rubio, İran’la herhangi bir anlaşmaya varılmasından henüz çok uzakta olunduğunu belirtti. Rubio, “Barış genellikle zordur ama biz, herkes için kabul edilebilir barışçıl bir sonuca ulaşmakta kararlıyız.” şeklinde konuştu.

NELER YAŞANMIŞTI!

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi Çinli mevkidaşı Wang Yi’ye görüşmelerdeki son gelişmeler hakkında bilgi verdi. Bakan Çin’in önemine dikkat çekerken Trump teklif ettiği BAE modeli nükleer tesisler için ihtiyaç duyulan zenginleştirilmiş uranyumun ülke içinde üretimini yasaklarken ithaline izin veriyor.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi Çinli mevkidaşı Wang Yi’ye görüşmelerdeki son gelişmeler hakkında bilgi verirken, Güvenlik Konseyi ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (UAEA) daimî üyesi olan Çin’in önemine dikkat çekti.

Arakçi, “Çin nükleer meselede olumlu ve yapıcı bir rol oynadı ve bu yaklaşımını sürdüreceğinden eminiz. Bu nedenle, ABD ile müzakere sürecini desteklemenin yolları konusunda kendisiyle istişarede bulunmaya istekliyiz” dedi. “(Görüşmeler) hakkında nihai bir yargıya varmak için henüz çok erken, İhtiyatlı bir iyimserlik içindeyiz” dedi.

Wang Yi, Çin’in nükleer görüşmelerde İran’ı desteklediğini ve sorunun çözümü için güç kullanımına ve “yasadışı” yaptırımlara karşı olduğunu vurguladı.

Bu arada Washington’daki Bilim ve Uluslararası Güvenlik Enstitüsü tarafından hazırlanan bir rapora göre İran, uydu görüntülerine dayanarak yakın bir saldırı beklentisiyle Fordow ve Natanz başta olmak üzere hassas tesisleriyle ilgili iki yeraltı kompleksini güçlendirdi.

Arakçi’nin ziyareti, cumartesi günü uzmanları da kapsayacak şekilde derinleştirilmesi planlanan görüşmelerle ilgili diplomatik turun bir parçası. Şarku’l Avsat’ın İran devlet televizyonundan aktardığına göre Arakçi televizyona yaptığı açıklamada, “Bu ziyarette Çin’deki dostlarımızı müzakerelerin detayları hakkında kapsamlı bir şekilde bilgilendirmeyi amaçlıyoruz” ifadelerini kullandı. (aawsat)

Trump yönetimi İran’a  BAE modeli teklif etti!

BAE modeli nükleer tesisler için ihtiyaç duyulan zenginleştirilmiş uranyumun ülke içinde üretimini yasaklarken ithaline izin veriyor.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Washington ile Tahran arasında bu hafta sonu yapılacak dolaylı müzakerelerin üçüncü turu öncesinde ABD’nin sivil nükleer reaktörler işletmesi için İran’a izin verebileceğini ancak kendi uranyumunu zenginleştirmesine karşı çıktığını belirtti.

The Free Press’te yayınlanan bir podcast programına konuk olan Rubio, İran’ın tıpkı Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve diğer bazı ülkeler gibi, sivil amaçlı düşük düzeyde zenginleştirilmiş uranyumu ithal edebileceğini söyledi.

Rubio, şöyle konuştu: “Eğer İran sivil bir nükleer program istiyorsa, bunu diğer birçok ülke gibi yapabilirler; yani zenginleştirilmiş uranyumu ithal ederler. Eğer gerçekten bunu istiyorlarsa barışçıl, sivil bir nükleer programa giden bir yol var. Ama uranyumu zenginleştirmede ısrar ederlerse, nükleer silah programı olmayan ama uranyum zenginleştiren tek ülke olurlar ki bu da sorun yaratır.”

Tamamen sonlandırma talebinden geri adım

Wall Street Journal’a (WSJ) göre bu öneri, geçen ay Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz’ın dile getirdiği “nükleer programın tamamen sonlandırılması” talebinden önemli bir geri adım anlamına geliyor. Rubio’nun açıklamalarına göre İran, nükleer reaktörlerini işletmeye devam edebilecek ancak nükleer silah üretimine giden yol, uranyumu zenginleştirme yasağı ile tıkanmış olacak.

Bu öneri aynı zamanda İran’ın nükleer programının tamamen sonlandırılmasını öngören “Libya modeli”nde ısrar eden İsrail ile ABD’yi karşı karşıya getirebilir.

ABD’nin sunduğu teklif, her ne kadar İran’a “sivil nükleer program” hakkı tanısa da İran’ın nükleer yakıt için dışa bağımlı hale gelmesini de öngörüyor. Bu da Tahran açısından siyasi ve stratejik bir geri adım anlamına gelebilir.

İran lideri Ayetullah Ali Hamaney’in kıdemli danışmanı Ali Şamhani, bu öneriyi Roma’daki görüşmeler sırasında reddederek “BAE modeli”ni kabul etmediklerini açıkça dile getirmişti. BAE, nükleer programının sivil kalacağı güvencesini vermek için uranyumu kendi imkanları ile zenginleştirmek yerine ithal ediyor.

İthal yakıta güvenmiyor

Princeton Üniversitesi’nde nükleer politika uzmanı olan eski İranlı yetkili Seyyid Hüseyin Museviyan’a göre Tahran, 1980’lerde ve 1990’ların başında ABD’nin Avrupa ülkelerinin yakıt sağlamasına izin vermesi halinde zenginleştirilmiş uranyumu ithal etmeyi kabul etmeye hazırdı, ancak Washington bu teklifi reddetti.

Obama ve Biden yönetimlerinde müzakereci olarak görev yapan Richard Nephew da 2015 anlaşmasına giden süreçte benzer fikirlerin gündeme geldiğini, ancak İran’ın daima kendi yakıtını üretme isteğini koruduğunu ve ithalata güvenmediğini söyledi. Nephew, WSJ’ye yaptığı açıklamada, “Ortak girişimler ve uluslararası nükleer yakıt tedariki konuları on yıllardır tartışılıyor. Ancak konu her zaman aynı yere geliyor: İran, yakıtın zamanında kendilerine sağlanacağına güvenmiyor” dedi.

İran’ın kabul etme ihtimali düşük

Brandeis Üniversitesi Orta Doğu Araştırmaları Merkezi Başkanı Gary Samore’a göre İran’ın uranyum zenginleştirme programından tamamen vazgeçmesi son derece düşük bir ihtimal. Bu durumda Trump yönetiminin ya sıkı denetleme mekanizmaları altında sınırlı zenginleştirmeyi kabul etmesi ya da askeri seçeneği düşünmesi gerekeceğini iddia etti.

2015 tarihli nükleer anlaşmaya göre İran, uranyum zenginleştirme oranını 2031’e kadar %3,67 ile sınırlandırmayı kabul etmişti. Ancak ABD’nin 2018’de İsrail’in de teşvikiyle bu anlaşmadan çekilmesinden sonra İran’ın şu anda uranyumu %60 oranına kadar zenginleştirdiği belirtiliyor. Silahlarda kullanılan uranyumun ise en az yüzde 90 oranında zenginleşmiş olması gerekiyor.

İran’ın şu an en az altı nükleer bomba üretmeye yetecek miktarda yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyuma sahip olduğu bildiriliyor.

Selma Savcı / YeniAkit

 

Ayrıca Kontrol Edin

Önce sınır kapılarından sonra hava sahaları da kapandı

26 turistin öldürülmesi iki nükleer gücü savaşın eşiğine getirdi: Sınır kapılarından sonra hava sahaları da …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir