Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, Pekin’de yaptıkları görüşmenin ardından Ukrayna krizi hakkında ortak açıklama yayınladı.

Açıklamada, iki ülke, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna ile 15 Mayıs’ta İstanbul’da barış müzakerelerine başlama teklifini memnuniyetle karşıladıkları, Rusya ve Ukrayna’nın en kısa zamanda doğrudan diyaloğa başlamasını umduklarını belirterek, bunun çatışmayı sona erdirmenin tek yolu olduğunu vurguladı.

Ukrayna krizinin kökeninde yatan sorunlara çözüm bulmanın, adil, kalıcı ve bağlayıcı bir barış anlaşmasına ulaşabilmenin nihai yolu olduğuna işaret edilen açıklamada, “Çin ve Brezilya, her iki taraftan gelen diyaloğu başlatmaya yönelik sinyalleri olumlu değerlendiriyor ve tarafların verimli müzakerelere başlamalarını, siyasi çözüme yönelik daha fazla mutabakat inşa etmelerini ve tüm tarafların makul kaygılarına yanıt vermelerini umuyor.” ifadesine yer verildi.

Açıklamada, Çin ve Brezilya’nın Mayıs 2024’te Ukrayna krizinin çözümü için yaptığı öneriler içinde taraflara diyaloğun devamını sağlayacak koşulları yaratma çağrısı yaptığı, aynı yılın eylül ayında Birleşmiş Milletler’de Küresel Güney ülkelerini bir araya getiren “Barışın Dostları” grubunun öncülük ettiği hatırlatılarak, iki ülkenin krizin çözümüne destek için olumlu çabaları sürdürmeye hazır olduğu belirtildi.

Putin’in barış müzakerelerine yeniden başlama teklifi

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 11 Mayıs’ta, ülkesinde basına yaptığı açıklamada, Ukrayna ile barış müzakerelerine 15 Mayıs’ta İstanbul’da yeniden başlamayı teklif etmiş ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan görüşmeler için platform sağlamasını isteyeceğini bildirmişti.

Rusya ile Ukrayna, daha önce 2022’de savaşı durdurmak amacıyla İstanbul’da doğrudan müzakereler yürütmüş, Türkiye’nin yoğun diplomatik çabasıyla 29 Mart 2022’de Rus ve Ukrayna heyetleri İstanbul’da Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde buluşmuştu.

Rus yetkililerin daha sonra yaptığı açıklamalara göre, İstanbul’da Ukrayna’nın uluslararası yasal garantiler altında kalıcı olarak tarafsız, nükleer olmayan devlet ilan edilmesine karar verilmiş ve bu suretle barışa yönelik anlamlı bir ilerleme sağlanmıştı.