Kurulduğu günden beri kendi güvenliğini sağlamak için türlü iftiralarla coğrafyamızda kan akıtan ve nükleer silah bahanesiyle İran’a saldırarak eli boş dönen Siyonist alçaklar şimdi de benzer bir iftira üzerinden okları Türkiye’ye çevirdi. Katil İsrail hükümeti tarafından güdülen Siyonist medyası Türkiye’nin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere Rusya’nın devlet kuruluşu olan ROSATOM firmasına yap-işlet-devret modeli ile inşa ettirilen Akkuyu Nükleer Güç Santralini hedef alarak “Yeni İran Türkiye’dir” iftirasını dolaşıma soktu. İsrail’de yayım yapan Israel Hayom gazetesinde Siyonist Shay Gal tarafından kaleme alınan makalede geniş bir Türkiye analizi yapıldı ve Ankara’nın yürüttüğü dış politikanın kendilerine zarar verdiği belirtildi. Uluslararası siyaset, kriz yönetimi ve stratejik iletişim uzmanı Shay Gal, İsrail Hayom Gazetesi için kaleme aldığı yazısında, “Türkiye, yeni İran’dır. Türkiye, bu yıl faaliyete geçmesi planlanan Akkuyu Nükleer Projesi’ni hızlandırıyor. Türkiye’nin bağımsız uranyum zenginleştirme konusundaki ısrarı, nükleer silah geliştirmesini sağlayacak” ifadelerine yer verdi.

TÜRKİYE’YE İŞGALCİ BETİMLEMESİ

2019’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İsrail’in nükleer silahlara sahipken Türkiye’nin bunlara sahip olmasını yasaklamasını kabul edemem” sözlerine yer verilen makalede Türkiye’nin uluslararası bir ağdan yararlanarak İran’ın yolunu izleme riski taşıdığı iddia ederken Türkiye’nin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet’inde sözde işgalci olduğunu vurguladı. Skandal yazısında, İsrail’in, Türkiye’nin F-35 programına geri dönmesine ve Suriye’yle müzakerelerde Türkiye’nin askeri varlığına yönelik karşı çıkması gerektiğini belirtti.

AYNI YALAN AYNI SENARYO

Zaman ayarlı söylemi akit’e değerlendiren uzmanlar, küresel emperyalistlerin Ortadoğu’ya yerleştirdiği ve Arz-ı Mev’ud hayaliyle yanıp tutuşan Siyonist alçakların, kendi sonunu hazırlayacak planı dolaşıma soktuğunu ve düşman olarak benimsedikleri herkes hakkında aynı yalana sarıldıklarını ifade etti.
Konuyla ilgili gazetemize konuşan Güvenlik ve Strateji Uzmanı Emekli Albay Ersan Ergür, “Bugüne kadar başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Batılı ülkeler, işgal ettikleri bölgeleri çoğunlukla “nükleer silah var” ya da “demokrasi götüreceğiz” bahanesiyle hedef almışlardır. Hatırlanacağı üzere, Irak’ın işgalinde dönemin ABD Başkanı, sonrasında açıkça “Irak’ta nükleer silah yoktu, yalan söyledik” itirafında bulunmuştu. Bu itiraf bile, işgallerin gerekçelerinin ne denli manipülatif olabileceğini göstermektedir. Bu nedenle İsrail’in de benzer bir söylem ve senaryoyla uluslararası kamuoyunu yönlendirmeye çalışması şaşırtıcı değildir. İsrail’in Türkiye’yi potansiyel bir tehdit olarak görmesi de yeni bir durum değildir. Türkiye artık bölgesinde Gazze ve Filistin halkının yanında olduğunu her platformda açıkça dile getirmektedir. Suriye özelinde de Türkiye, Suriye halkına destek vererek bunu somut şekilde göstermiştir. İsrail, gelecekte Türkiye ile karşı karşıya gelme ihtimalinin farkındadır. Bu sebeple, Türkiye’nin güçlenmeden önce durdurulması gerektiğini ima eden söylemler geliştirilmektedir. Bu tür söylemler, propaganda hamlesi olarak okunmalıdır” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE’NİN GELİŞMESİ GÜÇ DENGELERİNİ DEĞİŞTİRİYOR

İsrailli Siyonistlerin söylemlerinin ülkemizin askeri gücünü baskılamak için uydurduğu yalanlar olduğuna değinen Ergür, “Türkiye’nin şu an nükleer silahı olmasa da böyle bir kapasiteye sahip olması İsrail karşısında bir denge unsuru oluşturur. Zira bir çatışma anında, nükleer silaha sahip tek tarafın İsrail olması bölge dengesi açısından ciddi bir sorun teşkil eder. Bu bağlamda, Türkiye’yi hedef alan İsrail söylemlerinin ardında, Türkiye’nin büyüyen askeri ve teknolojik gücünü baskılamaya yönelik bir niyet yatmaktadır. Ayrıca, Türkiye’nin nükleer enerjiye yönelmesi son derece doğaldır. Bugün Fransa’da 18’in üzerinde nükleer santral vardır. İsrail’in de nükleer altyapıya sahip olduğu bilinmektedir. Türkiye’nin Akkuyu Nükleer Santrali tamamlandığında, bu tesis tek başına Türkiye’deki beş büyük barajın enerji üretimine denk bir kapasiteye sahip olacaktır. Türkiye’nin nükleer enerji kullanması, sanayisini güçlendirmesi ve teknoloji transferi yapması, bölgedeki güç dengesini değiştirmektedir. Bu gelişmeler İsrail’in gelecekte Türkiye karşısında yalnız kalabileceğini fark etmesine yol açmaktadır. Türkiye, hava savunma sistemleri ve uzun menzilli füze teknolojisi alanındaki açığını hızla kapatmaktadır. Bu gelişmeler, İsrail’in Türkiye’yi yalnızca sözle değil, stratejik olarak da tehdit olarak algılamasına yol açmaktadır. İsrail’in nükleer iddialar üzerinden yürüttüğü söylem, Türkiye’nin savunma gücünü zayıflatma ve Batı’yla arasındaki iş birliklerini baltalama hedefi taşımaktadır” şeklinde konuştu.