TIME dergisi kapağı yayımladı komplo teorileri patladı! Hamaney suikasta mı kurban gidecek? 80 yıllık değişim mezhepsel bölüşüm
ABD merkezli TIME dergisinin Tel Aviv-Tahran savaşı sonrası “The New Middle East” (Yeni Orta Doğu) başlığıyla yayımladığı kapak ve analiz İran’a karşı başlatılan saldırıda hedefin İran lideri Hamaney ile rejim olduğunu ortaya koydu. Irak’ta Saddam Hüseyin, Libya’da Kaddafi için özel olarak tasarlanan kapakların Hamaney için yapılması İran halkını kenetledi. Kapakla birlikte yayımlanan analizde ise Arap ülkelerinde 80 yılda yaşanan mezhep çatışması ve değişimin Orta Doğu’da yaşanan acı tabloyu bir kez daha gözler önüne serdi. Dergi, Arap devletlerinin İsrail ile birlikte İran rejimini devirmek istediğini yazdı.

Tahran ve Tel Aviv hattında karşılıklı füze saldırıları devam ederken ABD merkezli TIME dergisinin “The New Middle East” (Yeni Orta Doğu) başlığıyla yayımladığı kapak ve analiz İran’a karşı girişilen operasyonun medya ayağının harekete geçtiği değerlendirmelerine neden oldu.
TIME dergisinin tarihe geçen kapakları (Takvim.com.tr)
AKILLARA SADDAM VE KADDAFİ KAPAKLARI GELDİ
TIME dergisinin yayımladığı kapak ve analiz geçmiş yıllardaki benzer sayılarını gündeme getirdi. 2003 yılında, ABD’nin Irak işgali öncesinde Saddam Hüseyin’in posterinin boyandığı bir görselle “Saddam’dan Sonra Hayat” manşetini atan dergi, 2011’de ise Muammer Kaddafi’nin yüzünün yarısının silindiği bir görselle “Kaddafi’den Sonra Dünya” başlığına yer vermişti.
Derginin, “Gözlerimizin Önünde Yeni Bir Orta Doğu Şekilleniyor” başlığıyla yayımladığı analiz ise en az kapağı kadar dikkat çekiyor.
İRAN 21. YÜZYILIN YÜKSELEN YILDIZIYDI
Tahran’daki bomba çukurlarından yükselen siyah dumanlar arasında görmek zor olabilir, ancak İran 21. yüzyılın büyük bölümünde bölgenin yükselen gücü konumundaydı. Analizde yakın zamana kadar tüm gelişmelerin Tahran lehine gittiği ifade edildi. Analizde, “Irak’ta ABD, Saddam Hüseyin’i devirdi ve ardından çekildi. Böylece İran’ın en büyük ve tehlikeli komşusu, düşmandan bir tür bağımlı devlete dönüştü. İran’a bağlı milisler, IŞİD’den Bağdat’ı kurtardıktan sonra orada kaldı. İran’ın Suriye’ye gönderdiği güçler ise iki işlevi birden yerine getirdi: Esad rejimini kurtardılar ve Hizbullah’a bir silah hattı açtılar. Lübnan merkezli Hizbullah, İran’ın İsrail’e karşı dizdiği “Direniş Ekseni”nin en değerli unsuru, adeta mücevheriydi.” değerlendirmesi yapıldı.
Saddam Hüseyin (AA)
80 yıldır Orta Doğu’da İsrail karşıtlığı olduğu belirtilen haberde İran İslam Cumhuriyeti için bunun 1979’daki İslam Devrimi’nin ideolojisinin temel taşlarından biri olduğu ifade edilirken, şu ifadelere yer verildi:
“Yahudi devletinin “İslami topraklardan” silinmesi, 1979’daki İslam Devrimi’nin ideolojisinin temel taşlarından biridir. Bu devrim, İran’ı Müslüman dünyanın lideri konumuna koymuştu. Amerika “Büyük Şeytan”dı, ama İran’ın Bağdat, Lübnan ve Yemen’deki vekilleri için daha yakın bir hedef vardı: İsrail. Bu yüzden 7 Ekim 2023 arifesinde, “Direniş Ekseni”nin Filistin’deki tek güçlü halkası olan Hamas liderleri, Gazze Şeridi’nden İsrail’e binlerce kişiyle sızdıklarında kısa sürede yalnız kalmayacaklarını düşünmekte haklıydılar.
Fakat “direniş ekseni” neredeyse hiç direnmedi. İsrail’in en savunmasız anında Hizbullah sadece günde birkaç füze fırlattı. İranlı liderler savaş alanını taradı ve karşılarında yalnızca Amerikan silah ve istihbarat desteğiyle değil, aynı zamanda bir nükleer cephanelikle desteklenen bir düşman görünce neden kendi nükleer yatırımlarına bu kadar önem verdiklerini hatırladılar: Hayatta kalmak. İran’daki teokratik rejimin kurucusu Ayetullah Ruhullah Humeyni’nin sözleriyle, “Sistemin korunması en büyük önceliktir.” Filistinlilerle dayanışma elbette değerlidir ama çıkarlar da vardır.
Ne İran ne de Filistin davası için asıl sorun burada başlıyor. Zira Orta Doğu’nun geri kalanı bu gerçeği çoktan kabul etmişti. İran son yirmi yıldır Filistin adına askeri etkisini genişletmeye çalışırken, Körfez’in zengin krallıkları Yahudi devletiyle ortaklıklar kuruyordu.”
TIME’ın Hamaney kapağı (X)
ARAP DÜNYASI ABD VE İSRAİL’LE ORTAKLIK KURDU
Arap dünyasının büyük bir kısmının İran’a ortak düşmanlık beslediği iddia edilen analizde BAE’den başlayarak bölgedeki ülkelerin ABD ve İsrail ile ortaklık kurduğuna vurgu yapılarak şu değerlendirmelere yer verildi:
“Gerçek şu ki, Arap dünyasının büyük bölümü İsrail ile bir şekilde uzlaştı. İsrail’le sınır komşusu olan Mısır ve Ürdün, ardı ardına uğradıkları askeri yenilgilerden sonra barış anlaşmaları imzaladı. Körfez ülkeleri ise büyük ölçüde İran’a olan ortak düşmanlık nedeniyle İsrail’le ittifak kurdu. Sünni İslam’ın egemen koluna mensup bu krallıklar, İran’ı sadece radikal değil, aynı zamanda azınlık olan Şii mezhebinin sözde lideri ve bir rakip olarak görüyor. İslam’ın kutsal şehirlerinin koruyucusu olan Suudi Arabistan, Müslüman dünyanın liderliği konusunda kendi iddiasına sahip.
Hamaney (AA)
Ayrıca bu otoriter rejimler, askeri geçmişten gelen güçlü İsrail teknoloji sektörünün de istekli müşterileriydi. İşgal altındaki milyonlarca Filistinliyi gözetlemek de dahil olmak üzere gözetim teknolojileri, İsrail merkezli casus yazılım şirketi NSO Group gibi girişimlerin ortaya çıkmasını sağladı. Bu şirketler Arap rejimlerinin ilgisini çekti. Birleşik Arap Emirlikleri, Trump yönetiminin en önemli diplomatik başarısı olan Abraham Anlaşmaları kapsamında İsrail’le diplomatik ilişkileri ilk kuran ülke oldu. Üç Arap ülkesi daha bu yolu izledi ve Suudi Arabistan da Gazze’deki durum uygun hâle geldiğinde aynısını yapacağını sürekli işaret ediyor.”
İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü soykırım ile İran’daki savaşın birbirinden farklı olduğu belirtilen analizde, “Bu, İsrail’in uzun yıllardır planladığı bir savaştı ve Eylül ayında Hizbullah’ın füze üslerine yönelik aldatma, lider kadroyu ortadan kaldırma ve hassas saldırılarla başladı. Bir ay içinde Hizbullah’ın 100 bin füzesi etkisiz hale getirildi ve İsrailliler üzerindeki tehdit ortadan kaldırıldı. Bu aynı zamanda, 13 Haziran’da başlayan İsrail saldırısıyla İran’ı doğrudan hedef haline getirdi. ” denildi.
Hizbullah’ın Suriye’de etkisiz hale getirilmesi sonrası Esad rejiminin devrildiğine dikkat çekilirken, “O gün, bir çoban cep telefonuyla Suriye semalarında alçaktan uçan bir İsrail C-130 uçağının görüntüsünü paylaştı; motorların gürültüsüne çanların sesi karışıyordu. Esad ailesi, aylar önce ülkeden kaçmıştı; Hizbullah olmadan isyancıların Şam’a girmesini engellemekten acizdi. İran, generallerini Tahran’a tahliye etmek için bir uçak gönderdi. Şimdi ise asıl soru şu: İsrail, zaferi nasıl tanımlamayı seçecek? Irak’ta rejim değişikliği pek de iyi sonuçlanmamıştı. İran’ın nükleer tesislerini yok etme yönündeki açık hedef ise ABD hava saldırıları olmadan imkânsız görünüyordu. Bu karar, Donald Trump’a bağlıydı. Onun seçimi, bölgeyi öngörülemeyen şekillerde değiştirebilir. Ancak Filistinlileri es geçerek İsrail’i ve Körfez şeyhlerini kucaklayan ABD Başkanı, bölgenin artık daha ticari ve çıkar odaklı yeni gerçekliğinin sınırlarını çoktan çizmişti.” ifadelerini yer verildi.
İran füzesi (AA)
80 YIL SONRA BİR ARAP ÜLKESİ İRAN FÜZELERİNE ÖNLEMEK İÇİN SAVAŞ UÇAKLARINI HAVALANDIRIYOR
80 yılda bölgede büyük bir değişim olduğun altını çizen dergi analizde İslam dünyasındaki bölünmeyi net bir biçimde ifade etti. Arap ülkelerinin İsrail ile İran’ı devirmek için çalıştığı belirtilirken analizin son paragrafında, “1945’te, yalnızca bir İsrail devletinin kurulma ihtimali bile, Filistinliler adına bütün Arap ülkelerini boykota sevk etmişti. Seksen yıl sonra ise, bir Arap ülkesi Gazze’de 55 bin kişinin öldürülmesine öfke duyduğunu ilan edebilir, ardından Tel Aviv’e yönelen İran füzelerini önlemek için savaş uçaklarını havalandırabilir ve bu yeni Orta Doğu semalarında İsrail jetleriyle birlikte görev yapabilir.” değerlendirmesine yer verildi.
TIME dergisinin kapağını A Haber canlı yayınında değerlendiren Dr. Canan Tercan, “Maalesef ki oklar rejim değişikliğini gösteriyor. Bu cezaevinin bombalama sahnesi bir yandan evet oradaki mahkumlar kaçsın diye diğer taraftan da uluslararası arenaya çok önemli bir mesaj. Rejim değişiminin zamanı geldi diye patlattığını gösteriyor.” ifadelerini kullandı.
TIME dergisinin kapağı (Ekran görüntüsü)
İRAN HALKI KENETLENDİ
İran halkının bu saldırı karşısında kenetlendiğini belirten Tercan, “İran’da rejim muhalefeti çok kuvvetli bir grup var ve İran’ın dışında da rejim muhalifi var ve diasporaları çok kuvvetli. Dünyada ekonomik olarak çok kuvvetliler, çok önemli yerdeler ve bunlar İsrail tarafından özellikle bakılıp besleniliyor, gün geldiğinde İran’a karşı kullanmak üzere. Onlar zaten devredeydi. Ancak İran halkı kenetlendi. Dediler ki evet biz normalde bu rejimle problem yaşıyoruz. Ancak şimdi çok daha büyük bir problemimiz var. O nedir? Özgürlüğümüzü kaybetmemiz, ülkemizi kaybetmemiz, topraklarımızı kaybetmemiz.” dedi.